Pages

August 10, 2009

balkan yollari 3

0608009 karadag-bosna siniri: buradaki zamanim azaliyor ve uzuluyorum.. cok mu egleniyoruz? gerektigi kadar egleniyoruz.. cok mu keyifliyiz, epiyce keyifliyiz.. cok sey ogreniyor muyuz? yeteri kadar ogreniyoruz.. biraz daha dinlenmek isteyebilirdim.. grubun surekli yenilenmesi, gectigimiz yerlerin surekli yenilenmesi bana iyi geliyor ve gittikce kalabaliklasacagiz, turun sonuna yaklastik.. nasil donecegimin planlarini yapmaya basladim ama gercekten daha uzun kalmak isterdim.. burada uzun turlara cikmis veya uzun turlarda olan arkadaslar var, yollarda uzun turlara cikmis bulunan insanlarla tanisiyoruz.. belki bana da yillar suren bir gezi gerekiyor.. ama ben yillar surecek bir calismaya dogru gidiyorum.. olsun yine de degisiklik olacak ve keyif alacagim diye dusunuyorum... gundelik ingilizcem epiy zayifmis onu gelistiriyorum.. herkes dunyanin her yerinden olunca herkes baska bir ingilizce konusur gibi ama alisiyorsun... bugun bir kanyondan bir baraj golunun kenarindan dogru ilerledik.. yol tunellerle doluydu ve bir tunele giriyorsun tunel bir yana kivrildigi icin hic isik yok, konvoy oluyoruz, bende kafa feneri var ama yeterli degil onunu gormeden suruyorsun.. arabalar geliyor korkuyoruz tabi ama sonra isik beliriyor gozlerimi isiga dikiyorum sanki hic yaklasmiyor gibi gidiyorsun gidiyorsun.. sonra ferahliyorsun ortalik aydinlaniyor.. sonra sol tarafta yemyesil gol var iki yanda dimdik duvarlar yukseliyor ve yukarilari dumanli ve japon resimlerindeki agaclar bu yamacalara yerlesmis.. baraja veya bir kopruye varinca durup fotograf cekiyorsun..
0708009 bosna: aslinda republika srbska'dayiz.. bosna'da uc bolge varmis biri bu sirp republikasi ve iki ayri bolgeyi ve topraklarin yaklasik yarisini kapliyor.. bugun nehirlerin kavustugu yere indik.. piva ve tara birlesip drina oluyor.. su masmavi ve berrak.. sonra siniri gectik ve bu kampa geldik.. barkan bize bir meditasyon calismasi yaptirdi.. nefesimizi dinlemeye calistik.. drina'nin kenarinda.. nehrin ustunden bulut kalkiyordu ve arada yagmur ciseliyordu.. bu aksam yanya'yla kurufasulye pilav ve salata pisirdik.. ama bu geceki kamp secimimiz yanlisti.. kamp eglencesine maruz kalmaktayiz ve yarin erken kalkmaliyiz.. buyuk bir grup olarak yerlestigin zaman tekrar hareketlenmek kolay olmuyor.. israr etmiyorsun.. gruba yeni katilimlar var ve andrea bize yeniden katildi, gittikce kalabaliklasacagiz ve sonra en guzel zamanda ayrilmam gerekecek.. kendimi yorgun ve uykulu hissediyorum.. belki gunduz gunduz azar azar icilen rakiyalar yuzunden? bugun bir oligark bizim kaldigimiz yere indi, helikopteriyle, rusya'nin 6. zengin insaniymis.. buralarda yogun rafting turizmi var.. biz de bir restoran-kamping-rafting mekanina siginmistik gece icin.. restoranin sahibi de bizi epiy agirladi.. sonra pinpon oynadik.. pek biketour tarzi degil belki de ama bu yil biketour biziz.. simdi daka diye biri aramiza katildi.. adi onceden de telaffuz ediliyordu.. geleneksel biketour ruhunun savunucusu saniyorum.. what is biketour anyway? bunun icin web-sitesine bakmali.. bu yilki grup olarak biketour tamamen biziz demiyorum.. baska seyler de var.. nakledilen ve bir gelenek olusturan fikirler var.. yirmi yillik bir gecmisi var bu turun.. ve bizi etkiledikleri surece bu fikirler de biketour'un olusumuna katiliyor.. bugun marcha bu yil insanlarin 'normal' olmasinin hosuna gittigini soyluyordu.. insanlar oldukca normal, dogru bu..
1208009 donus yolu:sarayevo'da gruptan ayrildim.. daha dogrusu ayrildik.. grup gittikce kalabaliklasiyordu yaklasik iki haftalik bir yol kalmisti.. biriki gun daha devam edebilecegimi hesapliyordum ama donus yolu dusundugumden daha cetrefilli gorundu.. biraz hesap yaptim ve uzatmadan sarayevo'dan donuse gecmenin iyi olacagina karar verrdim.. ispanya taraflarindan binbir guclukle sarayevo'ya gelip gruba katilan bir ebru var.. yolda cok yorulmus ve tekrar zorluklarla tek basina istanbul'a donme fikrini kaldiramiyor.. boylece dun ogleden sonramizi istanbul'a donus alternatiflerini incelemekle gecirdik.. bu arada da sarayevo'daki eylemi kacirdik ama cok da uzgun degilim.. yerel bir stk'nin atiklarla ilgili kampanayasi kapsaminda bir film gosterimi icin flyer dagitilacakti ama havanin yagmurlu olacagi biliniyordu ve yerel ngo pek hevesli degildi.. sarayevo'nun havasini degismemis buldum, hosuma gidiyor.. uc gece kent merkezi yakinindaki bir kampta geceledik gunduzleri esyalari toplayip yanimizda surunduruyorduk..bu sabah iyice kalabaliklasan grupla tek tek sarilip vedalastik, sonra arkalarindan su dokup onlari ugurladik ve gidip sirbistan transit vizemizi aldik.. bascarsida bir kelle paca corbasi icip (!) sirp bolgesindeki dogu otogarinin yolunu tuttuk.. sarayevo'da korkutucu bir trafik akisi var.. yayalar icin iyi zira tramvay ve troleybus hatlari kenti katediyor.. uzun ve ince ve uzun bir kent sarayevo.. bir gece yemekten ve circle'den sonra kino bosnia denen mekana gittik bir sevdalinka konseri olacakti, gec kalmisiz ama herkes mekanda oturup keyifle icmeye devam ediyordu bir kabare ortami vardi.. biz de biraz takildik.. insanlarin havasi hosuma gitti.. sonra ciktigimizda bir yigin insanin akin akin sokaklardan ayni yone aktigini gorduk.. harri mata hari konserinden dagilmis olsalar gerek.. evet belgrad'a dogru gidiyoruz bisikletlerimizi yukuyle birlikte yukledik iyi oldu.. bir grip kirikligi var, son gunler yagisliydi ama artik dert degil.. butun grup yolda simdi.. gruptan ayrilmak kolay degildi..
_workshoplar: yolculugun hayhuyu icinde workshoplara yeterince vakit ayirabildigimizi soyleyemem.. herseyi birarada yapmak istiyorduk.. bisikletle yolculuk tek basina buyuk ve zaman isteyen bir ugras.. yolu bulmak rotaya karar vermek ve zorluklara ragmen keyfin pesinden ayrilmamak.. surda burda durmak bir kahve veya bira veya rakiya icmek.. muhabbete ve turizme de zaman ayirmak istiyorduk tabiy.. 3-4 gunde bir dinlenme gunu olmasini kararlastirsak da genelde bunlar yarim dinlenme gunlerine donusuyordu e bisikletler temizlenipp tamir edilecek eksikler giderilecek dinlenilecek kitaplar okunacak notlar tutulacak bir yandan gorevler devam ediyor yemekti bulasikti.. zaman geciveriyor.. karadag'daki rafting kampinda bir yugoslavya workshopu yaptik, bosna'da terkedilmis otelde daka ve isabella bir bosna atolyesi yuruttuler.. icinden gectigimiz yerlerin politik ve beseri durumunu biraz daha iyi kavrama cabasi.. bosna atolyesinden sonra yoldan 24er adet topladigimiz agac dallariyla ilk sepetlerimizi orduk, bu islerden andrea anliyor.. ayrica saman ve toprak ev yapiminda calisiyormus sezonluk olarak.. circle'lerde cok derinlemesine tartismalara girmekten kaciniyorduk zira gundelik rota su bu konulardaki grup tavri ve gorevler epiyce zaman alabiliyor.. ama her zaman her konuyu daha kucuk gruplar olarak tartismak mumkun..
_yarayisli aygitlar ve teknikler: mesela isvecli nils mogolistan'a sibirya'ya ya da bilmem hangi uzak ve soguk ulkeye yaptigi iki aylik yolculuklardan donusunde checklistine bakip sunu kullandim bunu kullanmadim diye isaretliyormus, gerekmeyenleri sonraki yolculuga goturmeyebiliyormus.. daka'nin cebe sigacak boyutta bir portatif torba dusu vardi su doldurup bir yere asiyorsun. istersen gunese koy isinsin, harika bisey.. marcha'nin kassan cebe sigacak bir hamagi, mauriz'in kapakli bir yemek kabi vardi, iki tane tabagin oluyor ve yolda buldugun meyveyi sebzeyi ya da sonra yemek istedigin yemegi koyabiliyorsun cok lazim.. bu gune kadar nasil sadece tabak tasimisim !? mesela sisme matlardan sikayetci olanlar var, favori mat gri tuplerden olusur gibi gorunen matlar.. herkes o kadar farkli yol yordam ve esyalar getiriyor ki sen de diyorsun bir portatif cambazlik seti alayim da ip ustunde yuruyeyim kamp yaptigim yerlerde!!
1408009 mecidiyekoy: eve donmus cuma namazi dinlemekteyim.. mecidiyekoy'u degismemis buldum, sevinmedim uzulmedim.. sarayevo'dan otobusle belgrad'a gectik.. istasyondan tren biletimizi almis elde harita garin kapisinda bakinirken iki bisikletli kiz geldi.. yardim lazim mi dediler.. dedik hostel ariyoruz.. bizim bildigimiz yakin bir hostel var digerleri biraz yokus dediler bizi alip goturduler.. komisyoncu zannettim ama sonra gece arabayla bizi alip bira festivaline goturduler.. festival pek dandikti ve cok kalabalikti.. neyse belgrad da gece hayatiyla meshurmus.. hosteldeki festivaldeki uc bes sohbet biriki yudum bira.. belgrad maceramiz bu kadar.. fazla bile.. sabah erkenen yuklenip gara gittik.. sofya treninin bir kopmartmanini kapattik iki kisi ve bir yigin canta.. tren oldukca dandikti ama rahatimiz yerindeydi.. manzaralari seyrederekten uyuyaraktan vakit gecirdik.. bosna hemen tumuyle daglikti ve yasam ve yollar vadilere dagilmisti.. sirbistan'da ucsuz bucaksiz bir ova basladi ormanlar ve misir tarlalari manzarayi kaplamisti... sonra bulgaristan'da hem ovalar hem daglar vardi.. aksamustu sofya'ya varinca bir saat bekleyecegimizi soylemislerdi ama varir varmaz bir adam mister istanbul diye telasla yakamiza yapisti apar topar bisikletleri yukleyip kosa kosa bir perona geldik.. trende bisikletleri nereye yukleyecegimizi anlamaya calisirken adam da benden 20 euro istemekteydi.. 1 yuro 20 sent vardi cebimde verdim.. 10 dakka 5 yuro 10 lira 20 lira diye diye bekledi keh keh.. aslinda adam bizi hakkaten trene yetistirdi yoksa biz agir agir treni kacirabilirdik.. 20 dakka vakit varmis yaklasik.. bisikletleri indirmek bindirmek peronu bulmak derken aslinda fazla bir sure degil.. belgrad'dan kesilen bilet yatagi kapsamiyormus ve anlasilan diger vagon da istanbul'a kadar gitmiyormus 15er yuro daha verdik yatak icin iyi de oldu en azindan turkiyeye kadar yatip uyuyabildik ama turkiye'de demiryolu o kadar kotu o kadar kotu ki o kadar kotu ki.. nasil sallaniyor nasil hopluyor nasil tokatliyor.. gerci ben yine de uyudum.. ulkeye girince rahatlayacagimi saniyordum ama bir turlu giremedik cunku gece vakti sinirda pasaport damgalatmak uzere polis memurunun gelmesini bekledik sonra gumruk falan derken uzun surdu.. bu yolculukta o kadar sinir gectim -ki bazilari oldukca dandik ulkeler ve kimsenin sallamadigi sinir kapilariydi- hicbirinde boyle sacmaliklar yasamadikti.. o ara anladim ki pek de ozlemis degilim ulkeyi..
_bisikletle gezmek ve orada burada kamp yapmakla trenle ve otobusle gezip hostelde kalmak o kadar farkli ki.. sonra trende otobuste hostelde yolda insanlarla tanismakla ne icin biraraya geldigini nasil duyarliklari oldugunu bir parca bildigin insanlarla birlikte seyahat etmek o kadar farkli ki..
1808009 mecidiyekoy: bu pakete yazacak bir sürü şey kalmış gibi.... ama bu pakete ait olmayan birşeyler yazarak kapatacağım.. insan ufak tefek kararlarının pek çoğunu hatalar olarak algılayabiliyor.. sonradan.. çok da önemli değil bu, hayatın işleyiş tarzına uygun, deneme-yanılma ile hızlı çözümler üretiyoruz.. ve yolumuza gidiyoruz.. önemli farklılıkları bulunan alternatifler üretmeyecek kararlar için uzun uzun bekleyemeyiz..
sonra, bazen de büyük hatalar yapıyorsun... yani bazı kararlarını büyük hatalar olarak algılıyorsun.. ben bu hatalardan birini 2,5 yıl kadar önce yaptım. yani şimdi öyle kurguluyorum. sebeplerim vardı o zaman.. karşı gelemediğim akıntılar da vardı.. ruhu sürüklediler.. şimdi hayatım yanlış yöne gidiyor. yanlış oldu. ups!

2 comments:

aslihan said...

harika! bu blog da bana balkan turu oldu, bir an oralara gittim döndüm. yokuşu az yollar dilerim;)

kenar said...

yollar kisa bir yokus ile bitti efenim.. okula ugrayacagim ama bilmem kimseyi bulaacak miyim...