Pages

May 5, 2009

gençlik kıpırdanmaları.. maziden bir gıcırtı daha..


maziden kalan bir albüm daha! 2000-2001 olsa gerek, hisli hisli inceleyelim. bu pakete koymadığım biriki iş/yayın daha vardı, ama dursunlar şimdilik... [ufak tefek hatalar olabilir ama olur artık..]

taşkışla için duvar yayını serisi: büyük helecan. o zaman hayalet gemi'de işlerini yayınlayan orhan cem çetin'in bir sergisi olmuştu taksim sanat galerisinde, ondan etkilenmiştim epiy. kolay okunur bir duvar yayını yapmaya kastetmiştim.. (duvarlarda böyle duruyordu: böyle)
teşhirde başlangıç var (çok içli çocuk)
belirli bir bayan R! (acaba kim?) bütün seri bu öykü için yazıldıydı aslında.
korku dolu apartman

ev yolları
yaralı korumacı


ve takip eden kısa dönemden bir seri iş:


herşeyin ta...


asi eşya (kişileştirme serilerinin sonu?)


odam böyle olsaydı (bunu duvar yerine cama asılsın diye aydingere çoğaltıyordum bkz. attırmayınız)


kartpostal şairi


bir avlunun neresi..


6 şubat sabahı işemek! (bu hala iyi bir iş gibi geliyor bana)




ve bitmeyen kozmik
telefon beklentisi..
(telefon kulübesi serisi. seridir, resme tık.)

şalterlerimi attırmayınız!
(mühür delisi)(plexi panoların ilk yapıldığı zaman idi, bayan r. haber salmıştı duvarlara bişey asmayın boya masraf oluyor diye, sonra da ortaya çıkmıştı ki plexi panolara dekanlık mührü olmadan birşey asılamayacak. ne zaman bir şeyler "daha düzgün" yapılacak deseler bunun bir küçük-zapturapt-altına-alma-denemesi olduğunu orlarda anladım...) (seridir resme tik.)



arsız bir dergi için çalışmalar (seridir galba, seri midir? değil gibi..)




ve bonus!
o zamanlardan bir seri eskiz (b.s.r.t.)
ve ikinci bonus! bünyenin dönemki ruh halini aksettiren içli bir yazı: ayrılırken yazılmış hazin elveda yazısı (yayınlanmayan beyaz duvar için idi)

2 comments:

Anonymous said...

duvarda nasıl durduğuna baktım da, duvarlar ne kadar boş. bunun gibi bir sürü iş olsa duvarlarda, okunsa okunsa bitmese işler.

kenarda said...

o zaman bir "köprüden önce son çıkış" vardı.. onlar duvarları baya doldurmaktalardı.. ama biraz fazla doldurmaktalardı.. hakkaten okunup okunup bitmeyecek kadar bişeyler, fakat beni biraz sıkmıştı bunlar, hem duvardan okunabileceğinden fazla idi hem de bir yerden sonra sığlaşıyor.. yığınsal bir aktarma... ben de duvara bir proje asmıştım, baktım on sayfa yazı hakkaten okunmuyor.. dedim ki duvar yayını da kendine has birşey olmalı, biraz yazıyı azaltıp sıkıştırmak ve görselleri artırmak ve duvara daha çok yakışacak şekilde tasarlamak.. vd.. neyse.. vardı.. yine olabilir..